

Discover more from Haberler @Payko
Video: Udemy'den Nasıl 1 Milyon Dolar Kazandım - Hikayem, Öğrendiklerim ve Sizlere Öneriler...
2 cent'ten alıp 28.8 dolardan satışımın hikayesi
Video Dökümü
Selamlar arkadaşlar, bu videoda Udemy giriş çıkış ve nihayet exit yapışımın hikayesini anlatacağım.
Benim Udemy ile tanışmam Eren'lerin yatırım almasıyla oldu. Udemy yatırım alınca Eren ODTÜ'ye dönüp birkaç kişi almak amacıyla referanslar toplamış. Beni de önerenler olmuş.
Hâlâ kimin önerdiğini bilmiyorum :)
Ama büyük olasılıkla hocalardır
-- bir de üst dönemlerle dersler alıyordum, üst dönemlerden de önerenler olmuş olabilir.
ODTÜ'de bilgisayar ve matematik bölümlerinde çift anadal yapıyordum ve iki bölümde de ortalamam 4.0'di, çok da 'inek' diyebileceğiniz tiplerden değildim -- ama çok çalışıyordum tabii.
Bu nedenle hocalar ve arkadaşlar önermiş olabilir.
Genel olarak zeki ve çalışkan birisi olarak biliniyordum.
Neyse konumuza dönecek olursak Eren bana Facebook üzerinden mesaj attı - tanışmamız bu şekilde oldu.
Ben o seneyi Los Angeles'ta UCLA'de değişim öğrencisi olarak geçirmiştim ve Facebook'ta staj yapmaktaydım.
FB'ta olduğumu, benim de görüşmek istediğimi söyledim ve o yaz görüştük. Hatta o zamanki Burlingame'deki evlerinde kalmıştım ilk tanıştığımız gün. Bir Starbucks'ta buluşmuştuk ve Udemy'nin ilk feed tasarımını orada yapmıştım.
Genel olarak ürün tasarlama konusunda iyiydim. İnsanlar için problemlerini çözecek ürünler geliştirme konusunda gerçekten yetenekliydim. Ve bence Eren de bunu ilk günden fark etmiş olmalı ki benim tekrar Türkiye'ye döndüğümde 4. senemde part-time başlamamı istedi.
Ben o sene yani 2011'de ekim ayında bir ay kadar Udemy'de çalıştım. Yalnız bu süre zarfında kendim de bir proje geliştirmeye başlamıştım ve bir yandan da çift anadal'ı bitirmeye çalışıyordum.
Yani 4 işi aynı anda yapıyordum ve Eren'e durumu anlatıp kendi projeme odaklanmak istediğimi söyledim.
Ordan ayrılıp Drawium adlı projeme odaklandım. Facebook'taki ortamdan çok etkilenmiştim ve ben de şirket kurmak o heyecanı yaşamak istiyordum.
Okulla da pek alakam kalmamıştı son senemde. Derslere pek girmiyordum ve 4.0 ortalamayı da pek önemsemiyordum. Çünkü artık akademisyen olmaya ilgim sıfırlanmıştı.
Gene de Amerika'da 4 tane PhD programına başvurdum ve hepsinden reddedildim :)
4.0 yaptığım UCLA'den bile reddedilmeyi başardım.
Çünkü statement of purpose'ları son gün yazdım ve kimseye de okutup düzenlemedim. Dediğim gibi çok da umrumda değildi ama yıllarca bu amaca yönelik hazırlanmıştım ve bi göreyim diye başvuru yaptım.
Çok da param yoktu ve bu işe çok para harcamak da istemedim o nedenle sadece 4 okula başvurdum. MIT, Carnegie Mellon, UCLA ve Stanford.
Drawium konusuna geri dönecek olursak bu proje tuttu - ve bir süre çok zamanımı yedi. 1500 kadar websitesi bizim websitesi turu yazılımımızı kullanıyordu.
Bu projeyle etohum'da 1500 startup arasından ilk 15'e girdik. Hatta Wall Street Journal bile bizden sitesinde bahsetti.
Yalnız Türkiye için belki çok erkendi- yatırım bulması aşırı güçtü; biz yabancı yatırımcılarla da görüştük ama bi sonuç alamadık.
Hatta İsrail merkezli bir şirket var şuan NASDAQ borsasında olan; o bizden 1 ay sonra kurulmuş aynı işi yapan bir firmaydı. Onların yatırımcılarıyla da görüştük; o şirketten haberimiz bile yoktu henüz. Adam bizi bi güzel oyuna getirdi; tüm vizyonumuzu proje ve takım hakkındaki tüm bilgileri not alıp en son "rakiplerinizi biliyor musunuz" dedi - ben de bilmiyoruz; bizim gibi kod yazmadan tur oluşturulmasını sağlayan başka şirket yok dedim. O da biz X şirketine 1 ay önce yatırım yaptık; rakiplerinizi bilin deyip elimizi sıkıp gitti.
Neyse işin kısası Drawium orta seviye bir başarıya ulaşmış olsa da finansal başarıya ulaşmamıştı ben mezun olmak üzereydim ve burslarım kesilecekti -- yatırım bulamamıştık ve bu yatırımcı olayından sonra ortağım hiç kod yazmıyordu artık. Tamamen ilgisini kaybetmişti.
O şirketi bayağı detaylı araştırdım. Bizden daha deneyimliydiler ve bir anda 7 kişiye çıkarmışlardı takımı.
Tam zamanlı bi sosyal medya yöneticileri bile vardı.
Ben tek başıma bir yandan çift anadal'la uğraşırken ve 1-2 ay içinde gelirim sıfırlanacak gerçeğiyle karşı karşıyayken bu projede devam etmemeye karar verdim ve Eren'e e-mail attım.
Tekrar Udemy'ye katılmak istediğimi söyledim. Durumu anlattım.
O bana iyi bir maaş teklif etti ve hisse konusunda da cömert davrandı.
Bu arada Udemy'nin o zamanki ülke yöneticisi olan Mustafa bana yıllar sonra şöyle dedi: "senin gibi sadece hisse isteyen bana maaş vermeyin hisse çok verin" diyen biri 3-4 sene boyunca bi daha karşımıza çıkmadı.
Ben son iki finalimin olduğu gün akşamı uçağa binip San Francisco'ya gittim.
Cuma günüydü - hatta tarihini de hatırlıyorum, 8 Haziran 2012.
11'inde de iş başı yaptım.
Bölümü birinci bitirdim ama mezuniyet törenine gidip diplomamı birincilik belgemi bile almadım. Çünkü önemsediğim şey milyonlarca insanın hayatına dokunmak onların problemlerini çözmekti ve Udemy'ye gerçekten inanmıştım. Bu potansiyele sahip olduğunu düşünmüştüm.
Amerika'da eğitim çok pahalı ve bu problemi çözüyorduk.
İlk birkaç hafta içinde performansımdan o kadar memnun kalmışlardı ki Eren bana verecekleri hisseyi arttırdıklarını söyledi.
Udemy'de 20 ay çalıştım. Ve ders akışı yani feed, bildirim sistemi, not alma sistemi, wishlist gibi hâlâ kullanılmakta olan ürünler geliştirdim.
Özellikle feed ve notification sistemi çok eğlenceliydi -- ve de kullanıcıların çok işine yaradı.
Wishlist sistemi sayesinde silikon vadisinde o zaman gönderilen en karlı e-mailleri yollamaya başlamıştık.
Birisi wishlist'ine ders ekleyip 1 ay boyunca o dersi satın almazsa indirim kuponu gönderiyorduk. E-mail başına 1 dolar gibi inanılmaz yüksek bir para kazanıyorduk bu e-maillerden.
Udemy'ye girince bir arkadaşım "Aramızda en hızlı Seçkin milyoner olacak" demişti. Ama bana çok garip gelmişti bu söylem çünkü benim için para gerçekten ikinci üçüncü plandaydı. Ben etkimi optimize etmeye çalışıyordum. Silikon vadisi tabiriyle söyleyecek olursak Dünyayı değiştirmek istiyordum.
Bir iz bırakmak istiyordum.
Udemy'ye ilk girdiğim zamanlarda bi torrent muhabbeti vardı. İnsanların Udemy derslerini torrent'e atmasını engellememiz gerektiğini düşünenler vardı. Ben de dedim ki "İnsanlar dersleri gözleriyle görebiliyorsa kamerayla da görürler, kaydeder torrent'e de koyarlar. Bizim ürün seviyesinde mücadele vermemiz lazım. Ürün eğer çok iyi olursa torrentte olsa bile insanlar gene bizden almak isterler." demiştim Eren'e. Hep ürünü nasıl daha iyi yapabiliriz diye kafa yordum. İnsanlara kattığımız değeri nasıl arttırabiliriz bunu sordum kendime ve Eren ile haftasonları buluşup kahve içip tüm gün ürünü tartıştığımız olurdu.
Udemy'de hayatımın en güzel işlerinden bazılarını yaptım.
Ve American dream'i yaşadım. Udemy Coursera'nın falan da ücretsiz olarak çıkıp çok şükse yapmasıyla online eğitim akımını başlayan şirket olarak görülüyordu ve Coursera ücretsiz olduğu için haberlere daha çok çıkıyordu ama insanlar asıl Udemy'nin bu işi başlattığını biliyordu.
Resmen devrim niteliğinde bir değişimin parçası olmuştuk.
Ben Udemy'den 2014'te ayrıldım.
O zaman şirketten kazandığım hisseleri almam için vergilerle $21.000 para cebimden çıktı.
Sonrasında Udemy hızla büyümeye devam etti bildiğiniz gibi; ve orda cebimden çıkan paranın tam 50 katını kazandım.
2019'da ve 2021'de hisselerimi iki partide sattım.
Ben ayrıldığımda piyasa değeri $1 olan hisseyi 2021'de 28.8'den sattım.
Tabii dikkatli olanlar fark etmiştir -- böyle bir şirkette çalıştığınız zaman size genelde piyasa değerinden ucuza veriyorlar hisseyi. Yani aldığınız anda bile kârda oluyorsunuz.
O nedenle gençlere ve kendini genç hissedenlere önerim hisse karşılığında çalışmaları.
Ben hiç maaş alarak 20 ayda 1 milyon dolar kazanan görmedim.
Coca Cola'ya CEO olacağım diyorsanız o başka :)
Ama fabrikanın ortağı olmak istiyorsanız sizin de hisse pazarlığı yapmanız lazım.
Asıl para her zaman hisseden kazanılıyor = eğer kazanılacak bi para varsa ortada; yani şirket batmazsa tabii.
Babam Udemy'de benim şanslı olduğumu söylüyor. Gerçekten her jenerasyonda 1 tane Udemy anca çıkıyordur Türkiye'den ama Türkiye'den çıkan şirketlerle de kısıtlı kalmak zorunda değiliz artık.
Remote çalışma ortamında maaş konuştuğunuz kadar hisse de konuşun derim.
Hisse alırsanız hem daha iyi bir çalışma performansı ortaya koyabilirsiniz - hem de yaptığınız işin sonucunda sadece patronlarınız zengin olmamış olur.
Globalde iş yapan şirketler gerçekten orantısız büyüyebiliyor.
Ve orta doğunun belirsizliğinden midir politik ve ekonomik stabilite eksikliğinden midir nedir bizim insanımız 2000 lira daha çok maaş alayım hisse almasam da olur moduna girebiliyor.
Yalnız bu tip şirketlere erken aşamada yatırım yapmak çok paranız yoksa imkansız gibi birşey; o nedenle tek çıkış yolu sweat-equity yani emeğiniz karşılığında hisse almanız.
Dahasını angel nokta capital websitemde anlatmaya çalıştım. Hepinizi bekliyorum email listeme ve websiteme.
Burdan da abone olmayı unutmayın.
Daha da güzel içerikler çok yakında :)
Video: Udemy'den Nasıl 1 Milyon Dolar Kazandım - Hikayem, Öğrendiklerim ve Sizlere Öneriler...
enfes anlatım, büyük keyifli bir vizyoner sunumu. keyifle okudum, keyifle dinledim. 🙏🙏🙏